Son Kara Kedi

Son Kara Kedi

   Zeytin normal kediler gibi balık kılçıkları toplayan,eğlenen bir kedidir. Zeytin kapkara Prenses ise bembeyaz bir kedidir.Zeytin her gün Prenses'i görmeye gelir Prenses de Zeytin le vakit geçirir.İkisi de birbirini çok seviyordur.Ancak Bayan Çiçekoğlu Prenses'i Zeytinden alır ve bir Ankara Kedisi olan Baron'a götürür. Ve Zeytin ne yapsa buna engel olamaz.Ve Prenses Zeytin'i bırakır.Çünkü o bir kara kedidir.

   Adada batıl inançlı kişilerin kurduğu gizli bir örgüt ile adadaki tüm kara kedileri öldürme kararına varılır.Ancak bu duruma karşı çıkan kedilerin sayısıda az değildir.Ayrıca artık kara olmaktan sıkılı çeşitli yollarla beyaz olmak için canını feda eden kara kedilerin sayısıda pek az değildir. Ve bir de batıl inançlılar tarafından kandırılan kara kediler de var.İşte kahramanın en yakın dostu olan Rastık da bu kandırılanlardandır. Rastık da diğer kandırılan kara kediler gibi beyaz olmak için ''Beyaz Umutlar Gölü''ne atlayanlardandır. Ama nadir ve az olsa da kara kedileri haklı bulanlar var.Mesela Sevgi Teyze gibi kişiler.Sevgi Teyze siyah-beyaz,benekli-beneksiz ayrımı yapmayan,tüm kedileri koşulsuzca sevip değer veren bir kadındır.Sevgi Teyze kara kedilere işkence eden,onları öldüren kara kedi karşıtı bir şirkette çalışıyordur.Ve bu sayede onları şirketin yapacağı kötü planlardan kurtarmıştır.

Daha sonra ise Zeytin'in bir sürü kara yavrusu olmuştur.Ama hiç kimse olanlardan sonra sesini çıkaramamıştır.Zeytin'in çok mutlu bir yaşamı olmuştur...

Evgene Trivias

1946 yılında Atina' da doğmuştur. Atina ve Londra' da Hukuk ve Kriminoloji eğitimi almıştır.

Halen, İngiltere' de bulunan Reading Üniversitesi' nde Kriminoloji ve Kriminal Adalet profesörü olarak görev yapmakta, aynı zamanda Reading Üniversitesi' nin Kriminolojik Araştırmalar Bölümünde yönetmendir. Çocukluğundan beri edebiyatla ilgilenen yazar; masal, şiir, roman. opera librettosu, çocuk tiyatrosu, çizgi roman alanlarında eserler vermiştir.

Alıntılar

''....Eskiden, avuç kadar bir tüy yumağı olduğum günlerde, günün birinde büyüyüp gemi kedisi olacağımı düşlerdim.Tıka basa lüfer ve sardalye yüklü bir balıkçı teknesiyle okyanusları baştan başa dolaşıp, ense yapıp keyif çatacaktım. Dünyanın unutulmuş köşelerinde krallar gibi yaşayacaktım. Egzotik limanlarda, tropik denizlerin rengarenk süs balıklarının tadına bakacak, dallarından balık kılçıkları sarkan masalsı ağaçlara tırmanacak, dünya güzeli Siyam, Afgan ya da Pers kedileriyle tutkulu aşklar yaşayacaktım....''   sf 13

''.....Bu yetmiş sekiz kedinin tümünü H.B yöntemiyle yok ettiğimizi belirtmekten kıvanç duyarım...

 İkide bir parmaklarını diliyle ıslatarak badem bıyığını düzelten yaşlıca bir bey araya girdi.

''Hamamda boğma yöntemi, efendim. Kardeşliğimizin seçkin bir üyesinin bu amaçla bize tahsis ettiği sapa bir hamamın kurnalarını kullanıyoruz....''  sf 54

''.....Şimdi de toplantıyı uğursuzluğu lanetleyen marşımızla bitirelim,'Sözleriyle oturumu kapattı. Herkes ayağa kalktı, orta parmaklarını işaret parmaklarının üzerine getirdiler ve hep birlikte marşlarını söylemeye başladılar. Boyuna fular takmış şişman bir delege trompet çalıyordu.

    

 İleri ! İleri ! Hep ileri !

 Hedefimimizden dönmemeli geri!

 Kahrolsun uğursuzluk,

 Kahrolsun tersliklerle şanssızlık!

 Aç ya da tok fark etmez,

 Evcil de olsalar, sokaklarda da yatsalar,

 Sevimli olsun huysuz olsun

 Bütün kara kediler yok edilmeli.

 İleri! İleri! Hep ileri!

 Hedefimizden dönmemeli geri!

 Saldırın bastonlarla,

 kaşıklarla,çatallarla

 Baltalarla, tüfeklerle

 İnce, kalın değneklerle.

 Evlerle dükkanları

 uğursuzluktan korumalı

 Kara kedileri yok ederek

 adamızı kurtamalı

 İleri ! İleri! Hep ileri!

Hedefimizden dönmemeli geri!".....sf 55-56

" 'Aziz hemşerilerim! Bütün uğursuzlukların sorumlusu kim? Başımıza gelen bütün felaketlerin, tersliklerin, şanssızlıkların sorumlusu kim?'

Kalabalığın içinden, söylevden etkilenen bazı gençlerin sesleri yükseldi. 'Kara kediler !' diye bağırdı biri. Birkaçının Batıl İnançlar Derneği' nin rozetini taktıklarını fark ettim. 

'Doğal felaketlerin sorumlusu kim?'

'Kara kediler!'

'Üzerlerine basıp düşmemize neden olan muz kabuklarının sorumlusu kim?'

'Kara kediler!'

'Girmeleri için bunca dua etmemize rağmen kaçan gollerin sorumlusu kim?'

'Kara kediler!'

'Yere düşüp kırılan antika vazoların sorumlusu kim?'

'Kara kediler!'

'Ensemizi sokup duran sivrisineklerin sorumlusu kim?'

'Kara kediler!'

'Tepemize pisleyen güvercinlerin sorumlusu kim?'

'Kara kediler!'

'Delik ceplerimizin sorumlusu kim?'

'Kara kediler!'

'Nasırların, nezlenin ve kelliğin sorumlusu kim?'

'Kara kediler!'

'Depremlerin, tayfunların, su baskınlarının, yıldırım çarpmalarının, migrenin, nankörlüğün, kabızlığın, buğday bitlerinin, sınavlardaki zor soruların, yolsuzlukların, adam kayırmaların ve işsizliğin sorumlusu kim?'

'Kara kediler!'

'Ya belimizi büken vergilerin?'

'Kara kediler!'

'Düzenbazlığın sorumlusu kim?'

'Kara kediler!'

'Ya yetişemediğimiz otoüslerin?'

'Kara kediler!'

'Başımıza düşen kiremitlerin?'

'Kara kediler!'

'Adamızın bu durumlara düşmesinin sorumlusu kim?'

'Kara kediler!'

'Doğru söylediniz aziz kardeşlerim! Bütün bunların sorumlusu; şu uğursuz, pis ve kurnaz kara kedilerdir......." sf 66-67

"......Bu arada, sivri burunlugarson eğilmiş isyankar bezelyeyi arıyordu. O da sanki inadına, saklandığım büfenin altına kadar yuvarlanıp yanı başımda durmuştu. Garson büfenin altına bakmayı akıl etse göz göze gelecektik, ondan sonra beni artık bir deprem bile kurtaramazdı...." sf  85

"...EN İYİ KARA KEDİ ÖLÜ KARA KEDİDİR..." sf 93

"......Bir genç az ileride, bir yandan ıslık çalarak, okul duvarına o bildik afişleri yapıştırıyordu;

   SEVGİLİ ÇOCUKLAR KÖTÜLÜKLE SAVAŞIMIZA SİZ DE KATILIN

İLGİLİLERE TESLİM EDECEĞİNİZ HER KARA KEDİ KULAĞI İÇİN

TARÇIN, NANE VE VİŞNE TADINDA ÜÇER LOLİPOP VERİLECEKTİR!....." sf 114-115

"...... ' Lafını balla kestim,' sözleriyle Mırmır araya girdi. Şımarık ev kedilerini temsil eden çekingen bir kediydi. 'Çok önemli bir soru sormak istiyordum'

'Seni dinliyoruz!'

'Çalar saatlerin guguk kuşları yenir mi?'

'Bu sorduğunun konumuzla ne ilgisi var?diye sordum şaşkınlıkla.

'İlgisi yok mu?'

'Yok tabii!'

'Haklısın galiba, ilgisi yok,' diye kabullendi Mırmır.'Ama son günlerde bu soru hiç aklımdan çıkmıyor. İkide bir saatten fırlayarak bana nanik çeken o edepsiz guguk kuşunu yakalayıp yiyebilir miyim? Evet mi, hayır mı? Eğer yenmiyorsa boşuna uğraşmayayım, dahası dişimi filan da kırabilirim. Daha önce, banyodaki lastik ördekle başıma gelenleri tekrar yaşamak istemiyorum'

'beni dinle dostum,' sözleriyle Mırmır' ı sertçe susturdum. 'Saatten fırlayan ya da sana nanik çeken guguk kuşunu bir kenara bırakıp toplantımızın gündemine yoğunlaşabilir misin biraz?2

Mırmır başını eğip yoğunlaşmaya çalışacağına söz verdi......" sf 120-121

"....'Bir iki ay sonra kara kedilerin bıyığı bile kalmayacak' diye isyan etti Karam. !O zamana kadar tümümüzü yok edecekler'...." sf 154

"...Olaylar tam da Beleşçi' nin anlattığı şekilde gelişti. Buluşmamızın ertesi günü gazete satan çocukların sesiyle uyandım.

' Son baskı! Gri kedilerle kürklerin de küçücük de olsa tek bir siyah benek olan bütün kediler yasadışı ilan edildi. Son baskı! Kara kedilere ilişkin yasaklar gri kedilere de uygulanacak. Son baskı!'

Sonraki günlerde aynı acımasızlık ve bağnazlıkla, önce gri kediler, daha sonra da beyazlar dahil bütün kedilerin peşine düşüldü....." sf 241

"...Kaldırımlar, caddeler, çatılar, duvarlar, balkonlar, avlular ve sokaklar dalga dalga gelen fare ordularıyla kaplanmıştı. Acilen sipariş edilen fare kapanlarını getiren gemiler ise tayfunlar yüzünden adaya yaklaşamadan geri dönmüştü...." sf 281

"..Yetmişbeş kedi şehrin merkez meydanında gövde gösterisine çıktığımızda halk bizi gerçek kahramanlarmışız gibi karşıladı. Bizi alkışladılar, sevdiler, bize yemek verdiler, bizimle gurur duydular, gönlümüzü almaya çalıştılar. Birkaç saat içinde farelerin tozunu dumana katmıştık.

işte kediler böyle kurtuldu, FAKAP böyle iflas etti. İşte ben böyle kahraman oldum...."  sf 284